-Avrupa Tek Hava Sahası Hava Trafik Araştırmaları Ortak Girişimi (SESAR) Çalıştayı 20-21 Mart tarihlerinde İTÜ’de.

-SESAR projesinin toplam bütçesi 2.1 milyar dolar.

-Avrupa’da halen hava trafik yönetimi 1950’li yıllardan kalma prosedürlere dayanıyor. 2030’da hava trafiği 2 kat artacak ve beraberinde çözülmesi güç sorunlar getirecek..

-2020’de tamamlanması plananlanan SESAR ile ulaşılan yeni teknolojiler bu sorunlara karşı önlem niteliğinde.

-SESAR ile birlikte hava trafik yönetimi maliyetleri %50 düşecek, hava trafik kapasitesi üç katına çıkarılacak ve hava taşımacılığı güvenlik faktörleri de on kat artırılacak. Yıllık ortalama 130 Milyon ton karbondioksit (CO2) gazı salınımı %10 düşürülecek, uzun uçuş süreleri kısaltılacak, havalimanı rötarları azaltılacak ve yıllık ortalama 5 Milyar Avro ek maliyete neden olduğu tahmin edilen verimsiz prosedürler modernize edilecek.

İTÜ 20-21 Mart 2013 Tarihleri arasında Avrupa Tek Hava Sahası Hava Trafik Yönetimi Araştırmaları (SESAR) Ortak Girişimi Çalıştayına ev sahipliği yapıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) ortak desteği ile gerçekleştirilecek ve iki gün sürecek çalıştayda, başta SESAR ve EUROCONTROL yetkilileri olmak üzere uluslararası katılımcıların yanı sıra, Ulaştırma Bakanlığı, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü, Devlet Hava Meydanları İşletmesi, TÜBİTAK, Savunma Sanayii Müsteşarlığı, Anadolu Üniversitesi, THY, Aselsan, TUSAŞ, Havelsan, Roketsan gibi kurum ve üniversitelerden sektör temsilcileri, yetkililer ve araştırmacıların yer alacağı çok geniş katılımlı bir etkinlik olacak.

SESAR Projesi hava trafik yönetimi açısından sivil havacılığın şekillenmesi ve teknolojik altyapısının geliştirilmesi anlamında yüzyılın en büyük projelerinden biri sayılıyor. Avrupa Birliği, Avrupa Seyrüsefer Emniyet Teşkilatı (EROCONTROL) ve havacılık endüstrisi firmalarının paydaşlıklarıyla 2.1 Milyar Avroluk bütçeye sahip olan SESAR Projesi sayesinde, halen 1950’lerin haberleşme teknolojileri ve havacılık prosedürlerine dayanan mevcut hava trafik yönetim sistemlerinde devrim yaratacak değişikliklere gidilecek. Avrupa hava trafiğinin 2030 yılında iki katına çıkacağı düşünüldüğüne, bu trafiğin beraberinde getireceği problemlerin üstesinden gelmenin başka türlü mümkün olmadığı görülmektedir. 2020 yılında tamamlanacak SESAR Projesi sonucunda, Türkiye’nin de dahil olduğu Avrupa hava sahasında hava trafik yönetimi maliyetleri %50 azaltılacak, hava trafik kapasitesi üç katına çıkarılacak ve hava taşımacılığı güvenlik faktörleri de on kat artırılacak. Bunun yanı sıra Avrupa hava sahasında hava taşımacılığından kaynaklanan yıllık ortalama 130 Milyon ton karbondioksit (CO2) gazı salınımı %10 düşürülecek, uzun uçuş süreleri kısaltılacak, havalimanı rötarları azaltılacak ve yıllık ortalama 5 Milyar Avro ek maliyete neden olduğu tahmin edilen  (%6-12 oranında daha pahalı bilet ücretleri anlamına gelmektedir) verimsiz prosedürler modernize edilecek.

Bu hedeflerin yanı sıra 2020 yılı sonrası yenilikçi hava trafik yönetim teknolojilerinin ve fonksiyonlarının geliştirilmesi amacıyla SESAR Projesi, İTÜ Kontrol ve Aviyonik Laboratuvarı’nın da SecureDataCloud, AUTOFLY-Aid ve Resilience2050 projeleriyle dahil olduğu Uzun Vadeli ve Yenilikçi Çalışma Paketi (WP-E) çatısı altında araştırmalar sürdürmektedir.

Hava Trafik Yönetimi ve Sivil Havacılık açısından çığır açacak araştırma ve teknoloji geliştirme faaliyetlerinin sürdürüldüğü günümüzde, bu faaliyetlerde aktif rol almak ülkemiz için önemli fırsatlardan biri olarak değerlendirilmektedir. Bu amaçla 20-21 Mart 2013 Tarihinde İTÜ’de gerçekleştirilecek SESAR Çalıştayı yanı sıra, Mayıs 2014 tarihinde ABD Sivil Havacılık Dairesi (FAA), Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi (NASA), Avrupa Hava Seyrüsefer Güvenlik Teşkilatı (EUROCONTROL) ve Ortak Planlama ve Geliştirme Dairesi’nin (JPDO) sponsorluklarında gerçekleştirilecek ve İTÜ’nün ev sahipliğini yapacağı ‘Uluslararası Hava Taşımacılığı Araştırmaları Konferansı’ (International Conference on Research in Air Transportation – ICRAT’14) dünyada süregelen hava taşımacılığında önde gelen araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde paralellik yakalamak adına kilometre taşı olacağı öngörülmektedir.